MENU

Aphrodisias 2011 Kazı Raporu

New York Üniversitesi ekibi Aphrodisias’ta 12 Nisan-16 Eylül 2011 tarihlerinde beş ay süren bir arkeolojik çalışma gerçekleştirmiştir. Yürütülen projeler şunlardır: (1) üç alanda kazı çalışması; (2) jeofizik araştırma ve GIS haritası çizimi; (3) mimarî dokümentasyon, binalar ve mermer ocakları üzerinde araştırmalar; (4) Hadrianus Hamamları’nda konservasyon ve araştırma; (5) heykel araştırmaları ve depo organizasyonu; (6) eserlerin müzede yerleştirilmesi; (7) Tiyatro ve Sebasteion’da mimarî anastylosis. Bu çalışmalarda 77 adet işçi çalışmıştır (bunlardan 21 adeti konservasyon ve anastilosis’te, 51 adeti de kazı işlerinde görev almıştır). Bakanlık temsilcisi Milet Müzesi’nden Nurullah Keskin’dir.

KAZI ÇALIŞMALARI

Kazı çalışmaları Dr. Esen Öğüş-Uzun (kazı direktörü ve başkan yardımcısı) tarafından organize edilmiş ve üç alanda yoğunlaşmıştır: (1) Tetrapylon Caddesi, (2) Kuzey Agora ile Hadrianus Hamamları’nda bulunan Tetrastil Avlu arasındaki bağlantı noktası, (3) kuzeydeki konutların bulunduğu alan (Fig. 1-2).

Tetrapylon Caddesi (Resim: 3-7). Kazısına 2008’de başlanan Tetrapylon Caddesi’ndeki çalışmaların esas amaçları şunlardır: (a) kentin Tetrapylon’dan Sebasteion’a uzanan ana kuzey-güney caddesini ortaya çıkararak ziyaretçilerin kenti ziyaretine katkıda bulunmak; (b) Kentteki Geç Antik Dönem yaşamına arkeolojik kanıt sağlamak. 2012 sezonunda beş adet açma kazılmıştır (NAve 11.1-5) ve açmalar bu raporda kuzeyden güneye doğru tanımlanmaktadır. Sezonun en önemli buluntuları arasında insan boyutundan büyük himationlu heykel, figürlü pilaster başlığı, üç adet bronz kapı tokmağı ve bir erken Bizans Dönemi definesi bulunmaktadır.

NAve 11.2. En kuzeyde kazılan iki adet açma (NAve 11. 1 ve 2) doğu cadde portikosunda enlemesine uzanan iki adet toprak tabakasını ortadan kaldırmıştır. NAve 11.1 ‘de üç adet bezemeli bronz kapı tokmağı bulunmuş, kuzeyden üçüncü sütunun altında yapılan bir sondajda, orta imparatorluk döneminden seramik ele geçirilmiştir. Stoa’nın arka (doğu) duvarının önündeki ince toprak tabakası da kazılmıştır. Duvarın ince bir harçla kaplı olduğu ancak harcın çoğunun günümüze ulaşmadığı görülmüştür. NAve 11.3. NAve 11.3 adı verilen 11×3 m. lik açma, caddenin genişliğini ortaya çıkarmak ve batı stoanın karakterini anlamak amacıyla caddenin batı tarafında kazılmıştır (Resim: 3). Caddenin genişliğinin stilobatlar arasında 7.90 m. olduğu ortaya çıkmıştır. Batı stoa içerisinde üç adet geç antik ve ortaçağ katmanı ortaya çıkarılmıştır. Birinci katman kalın ve pişmiş topraktan besleme boruları, ikinci katman da ana caddenin batısındaki drenaj kanalına bağlanan özensiz yapılmış iki adet drenaj ile temsil edilmektedir. Stoa’nın arka duvarına daha sonraki dönemde bir eşik taşı eklenmiştir. Arka duvarın temeli, bu eşik taşının dibine doğru 2 m. derinliğe inmektedir. Bu arka duvarın batısında yapılan bir sondaj öncelikle, stoanın original taban seviyesinde bulunan harç zemini ortaya çıkarmış, daha derinde de arka duvarın üstüne oturduğu bir başka zemini (?) meydana çıkarmıştır. Bu sondajdan çıkan en erken seramik Geç Hellenistik ve Erken İmparatorluk Dönemine aittir. Çoğu okunamaz durumda olan 237 adet bronz sikke stoanın içindeki iki drenajdan batıda olanın içinde bulunmuştur. Bu drenajda bulunan seramik 6.-7. yüzyıllara tarihlidir. Açmanın doğusunda, cadde üstündeki yolda 4. yüzyılın sonu, 5. yüzyılın başına tarihli bir figürlü pilaster başlığı (Env. 11-78) bulunmuştur. Bu başlığın üzerinde genç bir putto veya Eros, başı kırık olan çift toynaklı bir hayvanı (geyik?) avlarken  betimlenmektedir. Bu açmada ele geçirilen en yoğun buluntular ise hayvan kemikleri, gündelik çanak çömlek ve cam mozaik tesseralardır. NAve 11.1-3 açmaları Rachel Wood tarafından yönetilmiştir.

NAve 11.4. 2010 sezonunda kazısına başlanan 7x 10m. boyutlarındaki açmaya (NAve 10.5) Adam Rizzo tarafından devam edilmiştir. Bu açma çeşitli yerleşme katlarını içermekte ve cadde üzerindeki Geç Antik ile Antik Dönem sonrası yerleşmeleri hakkında kanıt sunmaktadır. En erken öğe, döşemeli cadde ve caddenin doğusundaki tarihlenmemiş, ancak 5. yüzyıla tarihlenebilecek geç antik dönem portikosudur. Bu portikoda, kuzeyden güneye doğru, tekrar kullanılmış bir sütun, iki adet örgü paye ve yüksek kaide üzerinde yer alan düz bir sütun yer almaktadır. Bu portikodan çıkan tuğla ve kiremit molozu caddenin üzerine düşerek belirgin bir moloz yığıntısı görünümü almıştır. Bu moloz katmanının üzerine, açmanın batısında yer alan duvar, açmanın kuzeydoğusunda caddeye uzanan oval ocak (?) yapılmış, ayrıca Geç Antik Döneme ait iki adet payenin ortası da devşirme sütun kaidesi, sütun başlığı ve diğer malzeme ile doldurulmuştur. Bu erken molozun üzerinde başka bir moloz tabakası bulunmuş ve bunun üstüne de açmanın güneydoğu köşesinde yer alan kuzey-güney duvarı inşa edilmiştir. Bu köşede temizlik yaparken bulunan 7. yüzyıla ait bir define bu geç duvarla aynı tarihli olmalıdır. Bu define İustinianus ve Heraclius dönemleri arasına tarihli 338 adet sikke (C2001.536-873) içermektedir. Define, kalıntıları bulunan ketenden bir kesenin içinde bulunmuştur. 7. yüzyıldan sonraki yerleşme modern çağlara kadar devam etmiştir. Açma daha sonra güneybatı köşesinden 3×3.5 m. kadar genişletilerek, burada caddeye paralel yer alan monumental nişli yapının işlevi araştırılmıştır. Çalışmalar, caddenin batı portikosuyla aynı hizada olan bu anıtın alt kısmını ortaya çıkarmıştır. Bu heykel nişinin altı caddeden 2.4 m. yüksektedir. Anıtın hemen önünde cadde döşemesi yoktur ve temelin yanına kazılan 0.75×1.5 m. boyutlarındaki bir sondajda kuzey güney doğrultusunda pişmiş toprak besleme borusu bulunmuştur. Sondajdan herhangi bir belirleyici seramik malzeme veya anıtın işlevini aydınlatacak bir kanıt bulunmamıştır. Anıtın üstündeki bloklar incelenmiş ve burada sadece lewis delikleri olduğu görülmüştür. NAve 11.5. Sebasteion Propylon’una yakın kazılan 7×10 m. boyutlarındaki yeni bir cadde açması Lillian Stoner tarafından yönetilmiştir (Resim: 6). Açmanın batısında modern bir su kanalı görünmekteydi. Bu kanalın altında üç tane yol katmanı, en alt yolun altında da sert bir yol temeli kazılmıştır. Bu yollar Osmanlı ve modern çağlara aittir. Açmanın doğusunda, üçüncü ve en erken döneme ait yol ile aynı zamanda yapılmış Osmanlı Dönemi’ne ait bir işlik açığa çıkarılmıştır. İşlik 7×2.15 m.lik bir alana yayılmakta, içinde açık ve geniş ağızlı pişmiş toprak kapların durduğu 5 adet taş platformdan oluşmaktadır. Bir platformun içinde kap yoktur ve iki adet kap da yan yana, aynı platformun içinde durmaktadır. Toplam beş adet kap in situ bulunmuş, bunlardan üçü de tamamen korunmuştur. İşliğin doğu tarafında, iki platformun arasından çok miktarda kömür çıkmıştır. Burası muhtemelen ocak olarak kullanılmıştır. İşliğin işlevi konusunda başta zeytinyağı, şarap, sabun ve pekmez imalâtı olmakla birlikte birçok olasılık vardır. Açmanın batısında ve kuzeydoğu köşesindeki sondajlar cadde seviyesinde fakat değişik karakterli bir taş döşeme ortaya çıkarmıştır (Resim: 6). Buradaki döşemenin taşları daha küçük ve düzgündür. Kuzeydoğu sondajda, döşeme üzerinde bir tuğla ve kiremit yıkıntısı ve Sebasteion Kuzey Bina’nın ikinci katından bir sütun bulunmuştur (bu portikonun çoğu 4. yüzyılın ortasında çökmüştü). Açmanın batısındaki  modern ve Osmanlı yol katlarının altında, tuğla ve kiremit yığınlarının içerisinde insan boyutlarından büyük bir himationlu erkek heykeli bulunmuştur (env. 11-75) (Resim: 7). Heykel iyi korunmuş olup sadece ayakları, sağ kolu ve sonradan eklenmiş başı eksiktir. Önü ve arkası işlenmiş olan heykel Erken İmparatorluk Dönemine aittir ve muhtemelen yakında yer alan Sebasteion Propylon’undan gelmektedir.

Kuzey Agora ve Hadrianus Hamamları: (Resim: 8). Kuzey Agora ve Hadrianus Hamamları’ndaki Tetrastil Avlu arasındaki arasındaki bağlantı 6×8 m.lik bir açma ile araştırılmıştır. Bu açma, 2010 yılında kazılan açmanın (NAg 10.1) kuzeye doğru genişlemesiyle oluşturulmuştur. Yeni açma Kirsten Lee tarafından yönetilmiş ve önceden düşünüldüğü gibi, Tetrastil Avlu’nun Kuzey Agora kompleksinin bir parçası olduğunu ve daha yüksekte yer alan Tetrastil Avlu’ya üç basamak ile çıkıldığını göstermektedir. En erken katmanlar açmanın kuzeyinde, Tetrastil Avlu’nun kuzeyinin temelleri yanında bulunmuştur. Temellerin dibine bu sene ulaşılamamakla beraber, burada geç Hellenistik seramiği ele geçirilmiştir. Bu temeller, Tetrastil Avlu’nun doğusunda ve aynı zamanda Agora’nın batısında yer alan kuzey-güney doğrultusundaki duvar ile aynı dönemde yapılmıştır. Açmanın doğu kısmında dört basamaklı bir merdiven ve geniş bir eşik taşı bulunmuştur. Böylece, güney tarafta aynı doğrultuda bulunan üçüncü eşik de bulunmuş olmaktadır. Kuzey Agora’nın batı stoasında basamakların altındaki taban döşemesi ince bir mermerden olup muhtemelen stoanın ilk inşa edildiği M.S. 1. yüzyıla
aittir. Bu döşemenin üzerinde ince bir pembe tuğla yıkıntısı bulunmuştur. Bu yıkıntı ile bağlantılı olarak, merdivenin güneyine doğru ve stoanın arka duvarına dayanmış şekilde bir Geç Antik Dönem başı bulunmuştur (Env. 11-38) (Resim: 9). Bu baş, heykele eklenecek şekilde yapılmış ve boynundan demir bir dübel sarkmaktadır. Burnu Antik Çağda onarım için dikkatlice kesilmiştir. Heykel sahibinin saçı Konstantinopol’da moda olan kalın dalgalı bir saç şekline sahiptir ve başın üstündeki kelleşmiş kısım arkadan öne doğru taranarak kapatılmıştır. Baş M.S. 500 yılına tarihlidir ve bu tarih alanın kullanımdan çıktığı zamanı göstermektedir. Başın yakınında 39 adet sikke bulunmuştur (bunlardan sadece ikisi kısmen okunabilmiştir: C2011.047 ve 055). Pembe yıkıntının üzerinde Antik Dönem sonrasına tarihli daha kalın ve yoğun bir kiremit ve tuğla yıkıntısı bulunmaktadır. Bu yıkıntının üzerine ise Ortaçağ veya Osmanlı döneminde klasik mimarîye ait bloklar harçsız biçimde üstüste yığılarak güneye tarafta muhtemelen hayvan barınağı olarak kullanılan bir alan oluşturulmuştur. Yeniden kullanılmış bloklar şunlardır: sütun ve kemer parçaları, arşitravlar, kornişler, sütun kaideleri, kalp şekilli bir sütun, muhtemelen Tetrastil Avlu’ya ait bir İon sütun başlığı ve Kuzey Agora’nın (güney?) stoasına ait üzerinde Eros ve hermeler ile girlandlar olan bezemeli bir arşitrav parçası. Bu parçaların bir kısmı açmadan çıkarılmış, bir kısmı da açmada bırakılmıştır.

Kuzeydeki yerleşme bölgesi: Kuzey Aphrodisias (Resim: 10-11). Kentin kuzeyindeki stadyum ile Aphrodite Tapınağı arasındaki grid planlı alanda Kenan Eren tarafından iki açma kazılmıştır. Açmaların amacı gridin oryantasyonunu kontrol etmek ve gridin çizildiği döneme ait tarihlenebilir malzeme bulmaktır. AN 11.1. Buradaki çalışma daha önce 1995, 1996 ve 1997’de kazılmış açmanın içindeki iki adet sondajı içermektedir (Resim: 10). Sondaj 1, kuzey-güney caddesindeki duvarın doğusunda, sertleşmiş toprak yolda kazılmıştır. Bu yol daha önce açığa çıkarılmış, ancak kazı sonlandırılmıştır. Bu yolun altında iki tane su kanalı ve bir adet pişmiş toprak besleme borusu bulunmuştur. Su kanallarının altında düzensiz taşlardan bir yığıntı çıkmıştır. Bu yığıntıdan pek az tarihlenebilir malzeme çıkmıştır. Bu taş yığınının altında ise kuzey-güney doğrultusunda bir pişmiş toprak besleme borusu bulunmuştur. Bu boru, kırmızı renkte ve mermer ve şist parçaları karışık sert bir tabakanın (erken yol?) üzerinde durmaktadır. Kuzey-güney duvarının batısında kazılan Sondaj 2, siyah şist taşı döşemeli bir iç mekânı ortaya çıkarmıştır. Kuzeydeki stilobat, in situ bir sütun kaidesi ile kuzeye devrilmiş sütunu ortaya çıkarmıştır. Stilobatın ötesinde ve sondajın kuzeydoğu bölgesinde döşemeli bir zemin ve açmanın kuzeyinde başka bir iç mekâna açılan küçük bir eşik taşı bulunmuştur. Şist döşeme tamamen kalın bir tuğla ve kiremit tabakası ile kaplı olup Geç Antik Dönem malzemesi içermektedir. AN 11.2. Grid planı açıklamak amacındaki 6×6 m.lik bu açma önemli sonuçlar vermiştir. Modern yer seviyesinin 2.34 m altındaki bir dörtyol ağzını ortaya çıkarmıştır. Üst kısımda, modern yüzeyin hemen altında Ortaçağ ve İslâm malzemesi bulunmaktadır. Açmanın en altında ise birbiriyle kesişen iki drenaj kanalı ortaya çıkarılmıştır. Kuzey-güney drenaj kanalı, doğu-batı yönünde uzanan drenaj döşemesi ile kesişmektedir. İki drenaj yolunun etrafını da pişmiş topraktan çeşitli besleme boruları kuşatmaktadır. Bu boruların türlü kapakları ve bağlantı noktaları vardır. Açmanın güneydoğusunda, doğubatı besleme borularından bir tanesi bağlantı kutusuna bağlanmakta, bu kutu besleme borularından bir tanesini güneye ve aşağıya yönlendirmektedir. Açmanın batısında, iki insulanın köşeleri ve dışarıdaki caddenin duvarı ortaya çıkmıştır. İki köşe arasındaki ve 4 m. genişliğindeki caddenin üstü daha sonra gelişigüzel bir duvarla kapatılmıştır. Caddenin altından ve hemen üstünde bulunan seramik Erken İmparatorluk ve Geç İmparatorluk Dönemlerinin bir karmasıdır. Döşemeli yol muhtemelen Erken İmparatorluk
Döneminde yapılmış ve 7. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Yolun üstünde bulunan iki adet sikkenin biri İustinianus diğeri de Heraclius dönemine tarihlidir (C2011.238, 229) ve caddenin en son kullanım tarihini ortaya koymaktadır. Buradan çıkan bir diğer önemli buluntu ise Erken İmparatorluk Dönemine ait iyi korunmamış olan mermer genç başıdır (İnv. 11-37). Baş, en güneydeki doğu-batı besleme borularının arasında bulunmuştur ve muhtemelen bir herm şeklindeki ephebe’i temsil etmektedir. Açmaların mimarî dokümentasyonu Corey Gray, Sarah-Elizabeth McKay, and Nathaniel Schlundt tarafından yapılmıştır. Seramikler Ulrike Outschar tarafından incelenmiş, buluntuların konservasyonu da Kent Severson, Caitlin Breare ve Hakan Dağdelen tarafından yapılmıştır.

Survey ve Harita Çalışmaları

Jeofizik survey. 1990’larda yapılan çalışmayı takiben Stefan Giese ve Christian Hübner Magnetometry ve Ground Penetrating Radar (GPR) kullanılarak 2010’da yeni bir çalışmaya başlamıştır. 2011’de, arazinin 1.2 hektarlık dört bölgesi GPR kullanılarak survey edilmiştir. Bu alanlar: (1) müze önündeki ve arkasındaki çimenlik alan. Burada Antik Çağa ait çok az kalıntı bulunmuştur. (2) Tetrapylon’un batısı ve doğusundaki çimenliğin üstünde duvarlar ve yapılar tespit edilmiştir. Bu yapılar Tetrapylon caddesinin batısında grid plan ile aynı doğrultuda, caddenin doğusunda ise başka doğrultudadır. Bu sonuç bile tek başına kentin grid planı için önemli bir buluntudur. (3) Tetrastil Avlu’nun hemen kuzeyindeki alanda, yani Agora’nın batısında yuvarlak bir yapı tespit etmiştir. Bu yapınn anlaşılması için buradaki surveyin genişletilmesi gerekmektedir. (4) Tiyatro’nun güneyinde, 2010 araştırmalarında insula boyutlarında bir ev kompleksi olduğu anlaşılan yapının etrafındaki caddelerde olan ilişkisi anlaşılmış ve evin batısındaki büyük alanın muhtemelen bir bahçe olduğu ve bu alanın batısında ve güneyinde odalarla çevrildiği görülmüştür. Bu ev böylece bir değil, belki de iki adet insulayı kaplamaktaydı. GIS. Kent için, önceki araştırmaları topografik bir platforma oturtmak amacıyla yeni bir GIS haritası oluşturma çalışması John Hanson tarafından yürütülmüştür. Bu sene tamamlanan ilk çalışma, kentin kuş bakışı planları arasındaki farklılıkların sebeplerini araştırarak daha doğru bir harita çizmek amacıyla kent merkezindeki bazı yapıların tekrar survey’ini gerçekleştirmektedir.

Mimarî Dokümantasyon

Bazilika. Uzun bir dikdörtgen şeklinde (30×140 m.) ve Güney Agora’ya açılan bir yapı olan Bazilika cephesinin temizlenmesi, öndeki stoanın bloklardan temizlenmesi ve planının tamamlanması çalışmaları Phil Stinson tarafından yürütülmüştür. Temizlik esnasında, muhtemelen Mavi At’a ait olan mermerden ağaç şeklinde destek Bazilika’nın kuzeyindeki in situ kaidesinin hemen arkasında bulunmuştur (Env. 11-2). Yapının yayını için metin, çizim ve görseller bitirilmiştir.

Güney Agora ve havuz. Güney Agora’daki uzun havuzun ve buradaki su teknolojisinin araştırılmasına Andrew Wilson tarafından başlanmıştır. Güney Agora’nın doğusundaki Agora Kapısı’nın önünde yer alan 5. yüzyıla tarihli çeşmenin su kaynağı çalışılmış ve kaydedilmiştir. Önemli sonuçlar şunlardır: Havuzun Erken İmparatorluktan Geç Antik Döneme uzanan üç adet kullanım ve su teknolojisi evresi vardır. Havuzun beslenmesi doğu kısımda, birbirlerine dirseklerle ve taş bağlantılarla bağlı bir dizi pişmiş toprak boru sayesinde gerçekleşmektedir. Bu besleme boruları muhtemelen havuzun etrafındaki kanal içinde üstte yer almaktaydı. Bu borular aynı zamanda havuzun doğusunda, metal parçalarla desteklenmiş ve havuza 45 derece açıyla su püskürten fıskiyeleri de beslemekteydi. Bu ilginç sonuçları desteklemek, araştırmak ve belgelemek üzere bu alanda daha çok araştırma ve kazı planlanmaktadır.

Diğer yapı kompleksleri: Stadyumun mimarî belgeleme çalışmaları Andrew Leung ve Katherine Welch tarafından yürütülmüştür. Özgür Öztürk kentin imparatorluk ve Geç Antik Dönemdeki iki aşamasını üç boyutlu çizime dökmüştür. Şehir duvarları üzerindeki çalışma Peter de Staebler tarafından sürdürülmüş, Atrium Evi üzerindeki çalışma da Ian Lockey tarafından yürütülmüştür. Yeni buluşlar ışığında, Tiyatro’nun ikinci evresine ait mimarî çizimler Harry Mark tarafından yapılmıştır. Bu evre Titus Claudius Zelos tarafından bağışlanmıştır. Zelos’un uzun yazıtının üstündeki mimarî öğe bulunmuş, metinin bahsettiği sütunlar, kaplamalar ve döşeme tespit edilerek çizime eklenmiştir.

Mermer Ocakları. 2010’daki ön incelemeden sonra, kentin 1-2 km. kuzeydoğusundaki ana mermer ocaklarının incelenmesine Benjamin Russell tarafından başlanmıştır. Esas amaç ocakların doğru bir topografik haritasını çizmek ve bunların kentle bağlantısını belirlemektir. Öncelikle, Ardıçlı ve Sarnıç tepelerinin güney ucunda bulunan küçük ocaklar GPS ve Google Earth kullanılarak tespit edilmiştir. Taşkesiği yamacının batısında kuzey-güney doğrultusunda bulunan en büyük ocak daha sonra total station ile belgelenmiştir (Ian Lockey ve Kıvanç Başak yardımıyla 3000 nokta alınmıştır). Bu survey ile ocakların detaylı bir GIS modeli yapılmıştır (John Hanson yardımıyla). Aphrodisias’ın yer aldığı bölgeden elde edilen mermerin yaklaşık %80’i bu yamaçtan gelmektedir ve bütün büyük ocaklar burada yer almaktadır. Gelecek sezon da ocaklardan mermer örnekleri alınacak, kente transfer yolları tespit edilecek ve kentin mermer ihtiyacına dayanarak genel mermer üretme kapasitesi incelenecektir.

Hadrianus Hamamları: Koruma ve Araştırma

Ören yeri konservasyon aktiviteleri, özellikle J.M. Kaplan Foundation ve World Monuments Fund® Robert W. Wilson Challenge to Conserve Our Heritage’ın cömert sponsorlukları sayesinde, Hadrianus Hamamları’nda yoğunlaşmıştır. Hamamlar projesi aynı zamanda arkeolojik belgeleme ve araştırmayı da içermektedir.

Konservasyon. Hamamlar 1904-1905 yıllarında kazılmıştır ve iyi korunmuş durumda olmalarına karşın acil onarım ve korunmaları gerekmektedir. 2011 senesi, Hamamlardaki 6 yıllık bir konservasyon projesinin ikinci senesidir. Projeyi Thomas Kaefer ve Gerhard Paul yönetmektedir. Kent Severson, Caitlin Breare ve Hakan Dağdelen ile, Trevor Proudfoot ise Nick Barnfield, Tom Flemons, Mark Lilywhite ve James Wheeler ile çalışmıştır. Onarım özellikle yıkılma tehlikesi olan duvar ve kemerlerin yapısal onarımı, duvarların güçlendirilmesi, Oda 6’nın dağılmış zemini ve Oda 6’nın mermerle çevrili havuzu ve bu odanın batı kenarında yoğunlaşmıştır. Odanın zemininin bir kısmı devşirme duvar kaplamalarından yapılmıştır. Bunlar öncelikle yerlerinden kaldırılmış ve altlarına yeni kireç harcı konduktan sonra tekrar yerlerine yerleştirilmiştir. Duvar kaplamaları yeniden duvardaki yerlerine, antik oyuklara küçük kenetler yardımıyla yeniden yerleştirilmiştir. Oda 6’nın tahribata uğramış olan batı duvarı temizlenip onarılmış, buradaki devşirme malzeme in situ olarak yerinde bırakılmıştır. Duvarların güçlendirilmesi 6 ve 13 numaralı odalarda yoğunlaşmış, yapısal onarımlar ise 5 ve 6 No.lu odalar arasındaki kemerleri hedef almıştır. Birbirine paralel kilit taşları dübellenmiş, boşluklar doldurulmuş ve statik nedenlerle gerekli görülen yerlere yeni bloklar eklenmiştir.

Mimarî Belgeleme: 2010 yılında başlamış olan mimarî belgeleme çalışması Arzu Öztürk gözetiminde, Kıvanç Başak ve Lara Taş’ın katılımıyla devam etmiştir. Çalışmalar, 1904-1905 kazıları sonrasında hamamların ön avlusuna yığılmış büyük mimarî blok yığınının mevcut durumlarında belgelenmesinin tamamlanması ve blokların yakında yer alan özel olarak hazırlanmış taş parkına taşınmasına ağırlık vermiştir. Şu anda bu blokların hepsi çizilmiş, numaralanmış ve taşınmış durumdadır: dolayısıyla büyük ön avlu alanı artık temizlenmiştir ve bu avludaki peristilin anıtsal mimarî düzeninin detaylı incelemesi başlamıştır. Tanımlama ve tarihleme açısından özellikle önemli olan 20 kadar mimarî bloğun 6 yüzü de çizilmiştir. Hamamın ana cephesinin ön avludan batıya bakan kuzey-güney kesiti, Kıvanç Başak tarafından çizilmiştir. Aynı zamanda, kazıdan çıkmış hamam bloklarının bulunduğu bölgenin iki kesiti –merkez hamam odasına doğru, kuzeye bakan doğu-batı kesit (Resim: 13) ve doğuya bakan kuzey-güney kesiti Corey Gray, Sarh-Elizabeth McKay ve Nathaniel Schlundt tarafından, Harry Mark’ın gözetiminde çizilmiştir. Arkeolojik Belgeleme: Hamamlarda Geç Antik Dönemde yapılan değişiklikleri anlamaya yönelik bir arkeolojik belgeleme çalışmasına, doktora öğrencisi Allyson McDavid tarafından başlanmıştır. Çalışma, yapımda kullanılan farklı yapı malzemelerini kaydetmek ve hamamların bu geç döneminde, 3. ve 6. yüzyıllar arasında yapılmış değişiklikler ve ekleri tanımlamaya çalışmaktır. Bu belgeleme, Geç Antik Dönem hayırseverlerince yapılmış onarımlarla ilgili olarak elimizde bulunan pek çok epigrafik kanıtla birleştirilecektir. Hamamın su temini, drenajı, hamam teknolojisi ve hamamın yeraltı servis koridorları da Andrew Wilson tarafından çalışılmıştır. İlk etap sonuçlarından en önemlisi, hamamların aslında büyük ölçekte, kazılmamış blokların, kazılmış olanların yanında bir çeşit yüksek “platform” oluşturduğu batıya doğru uzandığıdır. Hamamın bu batı uzantısı, Arzu Öztürk’ün ekibi tarafından ölçülmüş ve haritalandırılmıştır. Hamamlarda, Tetrastil Avlu ile Kuzey Agora arasındaki ilişkinin araştırıldığı yeni kazı ise, 1 numaralı bölümde açıklanmıştır.

Heykel Belgelenmesi ve Araştırılması

Heykellerle ilgili araştırmanın amacı, 1961-1990 yıllarındaki kazılarda bulunan malzemeyi kayıt altına almak, buluntu yerlerini tanımlamak ve daha sonra malzeme üzerinde çalışarak yayınlanmasını sağlamaktır.

Araştırma ve yayın: Bouleuterion heykelleri (Christopher Hallett) ve kentin Geç Antik Dönem heykeltraşlığı (Julia Lenaghan ve Roland Smith) yayın projelerine devam edilmiştir. Tetrastoon’un geç antik heykelleri için, buranın batı stoasının önünde yer alan geç antik heykel galerisinin planı ve kesiti Harry Mark tarafından detaylı olarak hazırlanmıştır. Ulrike Outschar geç antik heykel kaideleri çizmiştir (Bunlar Helladius, Priscus, Rhodopaios ve İustinianus’a aittir). Hadrianus Hamamları’ndaki Tetrastil Avlu’da bulunan, Hellenistik stilde yapılmış Akhilleus ve Penthesilea grubunun yayın hazırlığı, Katherine Welch ve Maryl Gensheimer tarafından tamamlanmıştır. Sebasteion kabartmaları ile ilgili yayının metni, çizimleri ve görselleri Roland Smith tarafından tamamlanmış ve yayıncıya gönderilmiştir.

Depo çalışması: Kazı evinin depolarında bulunan heykel ve yazıtların Aphrodisias Müzesi’ne taşınması için yoğun bir program, Gerhard Paul ve Thomas Kaefer yönetiminde ve Kazı Başkanı (Roland Smith), Müze Müdürü (Serdar Okur) ve Bakanlık temsilcisinden (Nurullah Keskin) oluşan bir kurulun gözetiminde tamamlanmıştır. Yaklaşık 80 adet büyük heykel ve yazıtlı kaide, Mavi Depo’dan ve kazı evi bahçesinden alınarak, müze depolarına, stoa depolarına ve müze bahçesine taşınmışlardır. Bunların içinde en önemli olanlar, Bazilika ve Agora Kapısı’ndan mitolojik sahneli kabartmalardır. Stoa depolarında yer açabilmek için, bazı müze envanterinde yer almayan etütlük parçalar kazı evi depolarına konulmuştur. Ayrıca, Sebasteion kabartma ve heykellerine ait 29 kalıp ve 19 alçı kalıbı, Mavi Depo’dan stoa deposuna ve müzenin arkasındaki avluya taşınmıştır. Bu taşıma çalışması yaklaşık beş hafta sürmüştür ve vinç yanında 5-6 işçinin katılımını gerektirmiştir. Taşınan parçaların belgelenmesi Stephanie Caruso, Anjali Itzkowitz ve Julia Lenaghan tarafından yapılmıştır.

Müze Düzenlemeleri: Harry Mark tarafından tasarlanan yeni ve daha dayanaklı etiket ve açıklama levhaları hem Sevgi Gönül Salonu’ndaki Sebasteion kabartmaları, hem de asıl müzede sergilenen heykeller için basılmıştır. Ayrıca Sevgi Gönül Salonu’na bilgi panoları için iki adet kireçtaşından taşıyıcı blok da yerleştirilmiştir. Atrium Evi’nde bulunmuş olan ve M.S. 4. yüzyıla tarihlenen yuvarlak Afrodite alınlığı Mavi Depo’dan, Müze’deki yeni teşhir yerine , Antoninus Pius’un kolosal zırhlı heykeli kazı evi bahçesinden, Aphrodisias Müzesi karşısında yer alan meydandaki yeni yerine taşınmıştır. Sebasteion’dan beş adet kabartma da (Resim: 14) Müze’deki Sevgi Gönül Salonu’na yerleştirilmiştir (Bkz. 7. bölüm).

Anastylosis: Sebasteion & Tiyatro

Sebasteion’ın 2005 yılında başlayan ve üç katlı Güney binasının doğu kenarını hedefleyen fizikî anastilosisi, Thomas Kaefer ve Gerhard Paul yönetiminde devam etmiştir. Bu projenin sponsoru Geyre Vakfı’dır.

Güney Bina. Güney binada bu yıl özellikle üçüncü kata yoğunlaşılmıştır: (1)Korint düzeni öğelerinin sağlamlaştırılması, tamiri ve boşlukların doldurulması; (2) Korint düzeninin arkasındaki 1 numaralı odanın arka ve batı duvarının yapımı; (3)hem güney hem de kuzey binadan kalan üç düzendeki mimarî ögelerin Sebasteion’un kuzeyindeki taş parkında düzenlenmesi. Üçüncü kattaki çalışma, Claudius ve Agrippina kabartmasının (Env. 80-139) İstanbul’daki sergiye gönderilmesinden dolayı tamamlanamamıştır. Bu kabartmanın kalıbının alınması, kopyasının çıkarılması ve güney binanın üçüncü katındaki ikinci sütun arasındaki yerine yerleştirilmesi (2010 anastilosis’te keşfedilmişti) gerekmektedir.

Bu seneki Sebasteion çalışmasının önemli bir parçası anastilosis için daha önce kopyaları alınan beş kabartmanın müzeye yerleştirilmesidir (Resim: 14). Kabartmalar Sebasteion Güney Binasının üçüncü katına aittir ve Aphrodisias Müzesi’ndeki Sevgi Gönül Salonu’nda, kendileri için hazırlanmış olan kaidelere yerleştirilmişlerdir. Bu beş kabartma şunları betimler: (1) Kentin Afroditei yüzü yok; (2) Augustus ve zafer; (3) kurban sunan imparatoriçe; (4) ve (5) Dioskuroi olarak betimlenen iki prens. Propylon: Gerhard Paul ve Thomas Kaefer Sebasteion Propylon’unun detaylı mimarî araştırmasına, burada bir anastylosis yapılıp yapılamayacağı düşüncesiyle devam etmişlerdir. Bu çalışma özellikle stilobat bloklarını, sütun kaidelerini ve sütunları hedeflemektedir. Tamamı günümüze ulaşmış iki adet sütuna ait parçalar bir araya getirilmiştir. Ağustos ve Eylül’de iki sütun ve kaideleri kapının güney kısmındaki yerlerine dikilmişlerdir. Propylon’daki önümüzde yapılması planlanan anastilosis için de bir çalışma alanı belirlenmiştir. Propylon’daki çalışmanın maliyeti, J.M. Kaplan Foundation tarafından karşılanmaktadır.

Tiyatro: Tiyatro’nun Dor düzenindeki yükseltilmiş sahnesi, yani logeion’u, 1980’lerde restore edilmiştir. Bu yıl logeion’da acil tamir ve konservasyon programı, yine J.M. Kaplan Foundation sponsorluğunda başlatılmıştır. Bunun ilk sebebi, restore edilmiş kornişe ait parçaların 2009-2010 sezonunda düşmeye başlamasıdır. Ayrıca 1980’lerin restorasyonundan başka parçalar da düşmekteydi. Stilobat üzerinde sütunların konumlandırılmasında önemli yanlışlar da bulunmakta, aynı hatalar arşitrav ve korniş bloklarının konumlarında da görülmektedir. Bu proje hem logeion’u onarmayı hem de bu hataları düzeltmeyi amaçlamaktadır. Bu sezonda, logeion’un kuzey yarısı çıkarılmış, parçalar kazı evi atölyesine taşınmıştır (Resim: 15). Burada apoxy (araldite) yapıştırıcılar ve paslanmış demir zıvanalar bütün mimarî öğelerden (stilobat, sütun, başlık, frizli arşitrav ve korniş) çıkarılmıştır. Eski zıvanalar daha hafif paslanmaz çelik parçalarla değiştirilmiştir. Kornişler, teknik detayların ve üzerlerindeki onurlandırma yazıtlarının ayrıntılı incelemesinden sonra doğru yerlerine konulmuştur.

Ekip

Arkeologlar: Stephanie Caruso, Peter De Staebler, Kenan Eren, Maryl Gensheimer, Christopher Hallett, John Hanson, Kirsten Lee, Julia Lenaghan, Andrew Leung, Esen Öğüş, Ulrike Outschar, Adam Rizzo, Benjamin Russell, Philip Stinson, Lillian Stoner, Katherine Welch, Andrew Wilson, Rachel Wood.

Anastilosis mimarları: Thomas Kaefer, Gerhard Paul.

Mimarlar: Kıvanç Başak, Corey Gray, Harry Mark, Sarah E. McKay, Allyson McDavid, Arzu Öztürk, Nathaniel Schlundt, Lara Taş.

Konservatörler: Caitlin Breare, Hakan Dağdelen, Kent Severson.

Mermer konservatörleri: Nicholas Barnfield, Tom Flemings, Mark Lilywhite, Trevor Proudfoot, James Wheeler.

Jeofizik survey: Christian Huebner. Fotoğrafçılar: Ian Cartwright, Guido Petruccioli.

SPONSORLAR

Aphrodisias kazıları New York Üniversitesi ve Institute of Fine Arts sponsorluğunda gerçekleştirilmektedir. Aynı zamanda vakıflardan, bireylerden ve aşağıdaki grup ve projelerden çok değerli destek gelmektedir: Geyre Vakfı İstanbul (Başkan, Ömer M. Koç), the Friends of Aphrodisias in New York (Başkan, Nina Köprülü); the Friends of Aphrodisias Trust in London (Başkan, Lady Patrica Daunt); ve Aphrodisias Sevenler Derneği , İzmir (Başkan, Lise Sur). The J.M. Kaplan Foundation and the World Monuments Fund® Robert W. Wilson Challenge to Conserve Our Heritage. Bütün bu destekçilere üstün cömertliklerinden dolayı müteşekkiriz.

* Prof. Dr. Roland R.R. SMITH, New York Üniversitesi, Aphrodisias Kazıları Başkanı, Oxford Üniversitesi Klasik Arkeoloji Lincoln Profesörü.
Yard. Doç. Dr. Esen ÖĞÜŞ-UZUN, New York Üniversitesi Aphrodisias Kazıları Başkan Yardımcısı, Kazı Direktörü ve Texas Tech Üniversitesi, Lubbock, Texas/ABD

Comments are closed.